Günümüzde kadın ve erkeğin toplumdaki statüsüne
baktığınızda, beşinci kalite insan konumuna iteklenen kadını ve kadın cinayetlerini görürsünüz. İncelediğinizde durumun
içler acısı olduğunu aslında bu toplumda yerine göre her ferdin kurban eden ve kurban olabildiğini farkedersiniz. Bir toplum neden bu duruma düşer yada
iteklenir nedir bu durumu oluşturan etmenler ?
Bunların hepsine bir tek cevap verebiliriz,”Okuyup düşünmeyen
toplumlarda yaşanan bu tür durumlar
normaldir” dersek çoğu kimse bunu tasdikleyecektir.
Bir de olayın özüne bakalım; daha yakın zamanda bitti
sayılır, Muhteşem yüzyıl, kadın savaşları ve kadının kadına yaptığı kötülüğü
kimsenin yapamadığı ilişkiler,entrikalar, bunlar sadece yansıtılanlar,
yansımayanlar ve bilmediklerimiz. Netice de olaya çok geniş açı bakmak lazım,
evren kadın ve erkeğe farklı biyolojik yapılar vererek yönlendirmesini yapmış
olmakla beraber, yinede bu yönlendirmeyi yanlış anlayıp/ anlatıp/yönlendirenler
vardır, var olmaya devam edecektir.
İnsan doğurmak ve onu büyütmek gibi kutsal bir görevi yerine
getiren kadınlar, kendilerini aşağılayıp kötü duruma sokan/ sokmaya çalışan /
döven/ söven/öldüren/ yaralayan/ sakat
bırakan erkekleri de yetiştiren kadınlar, paradoksun muhteşemliğine
bakın…
Bugün toplumların kendi içlerinde yaşadığı problemlerin,
kadın erkek ayırd etmiyorum, hepsinde bu yanlış aidiyete sarılmaların etkisi
vardır. Yani ben kadınım… yada ben erkeğim… Nedir kadınlık ve erkeklik sınır mı
koyacağız tanımlara, kalıba mı dökeceğiz tanımları ? iyi karekter özellikleri
erkeklerin kötüler kadınların mı ? yada tersimi söz konusu, bu kendimizi sınırlamaktan/
kandırmaktan başka bir işe yaramaz. Doğrusu kadın yada erkek kimlik ve
kişiliğini almadan insan kimliği ve kişiliğini almak , hatta iyi insan olmak
çabası gerekir.
Günümüze kadar kadın ve erkek hakkında yapıla gelen dinsel
yönlendirmeler artık yetersiz kalmaktadır, yada yanlış yorumlarla ruhsal cinayetler
işlenmektedir. İkibin üçbin sene önce insan aklı ve algısı bir çok konuda şimdinin
çok gerisindeydi, din ehveni şer yaklaşımıyla belki insanlara yol gösteriyordu,
ancak şimdi bence yetersiz kalmaktadır. Aklı evvel softalara bakarsanız kadını
bir cinsel obje, çocuk doğurma makinası, erkeğin zevk hizmetkarı gibi
görmektedirler, erkek se statü olarak daha üst seviyede görünmekle beraber aslında harbi zavallıdır, ömrü bir hilal
uğruna ne güneşler batıyor misali geçmektedir. Neticede yok birbirimizden
farkımız, algıları doğru yerlere yerleştirip değerlendirmeyi ona göre yapmak
lazım.
Kadın erkeğin cinsel objesi olduğu kadar, erkekte kadının
cinsel objesidir, zevk hizmetkarlığı karşılıklıdır, kadın fizyonomik olarak
doğurganlık özelliği ile erkekten bir adım öndedir ancak tohum olmadan doğum da
olmamaktadır, kadının hamilelik döneminde erkekte fazlasıyla sorumluluk yüklenmektedir.
Kadın da ve erkek te karşıt cins olarak
birbirini tamamlamak adına birilerini bulabilirler ancak önemli olan birbirini
bulmaktır.
Son atmış senede ki yapılmış filmlerle ve izletilen
dizilerle topluma iyi insan / iyi kadın / iyi erkek olmaktan çok paranın gücü
öğretilmiştir, eğitimler de yetersiz kalınca medeniyetin ne olduğunu öğrenmek
ve medeniyete sarılmak/ geliştirmek yerine insanlar paraya/güce sarılmaya başlamışlardır. Toplum doğruyu tanımlamak yerine tavşana kaç, tazıya tut deme kolaylığına sarılmıştır.
Bugün cinayete kurban giden kadınlar kadar cinayeti
işleyenlerde kurbandır, gelişmiş toplumlarda kurban eden neden böyle bir
toplumsal hata yaptı diye detaylı bir şekilde etüt edilir ve ona göre toplumu
bu tür suçlardan caydırıcı cezalara
çarptırılırlar, bunların cezai ehliyetleri incelenip psikolojik durumları
tedavi edilirken bizde böyle bir durum söz konusu bile değildir.
Kurbanla, kurban
edeni ve bunun seyircisi olanlar olarak (kabul edersiniz/ etmezsiniz) hepimiz
hastayız. Eğer kendi kendimizin doktoru olmazsak kimsenin de bizi tedavi
edeceği yoktur.