Yaradılmışı
yaratandan dolayı sevmeyi öğretti hayatta yaşadıklarım, isteseydi tornadan
çıkan tesbih tanesi gibi de yaratabilirdi bizi, parmak uçlarımıza kadar farklı
yaratan, o zaman da insan olmanın onurunu ve kıymetini anlayamazdık.
İnsan olarak, her
zaman şükrederim evrendeki farklılıkları algılayan bir akla ve izana sahip
olduğum için, kolay değil eşrefi mahlukat olma üstünlüğünü taşımak, anlamak,
algılamak.
Üzülürüm/ kızarım,
kendine ekstradan verilene şükredip paylaşmayana, bunun farkında olmayıp, kendi
yolundan gitmeyeni zalim bir yargıç gibi yargılayana…
Facebook ta kayıtlı
benimle arkadaş gözüken 1100 kişiden, sadece 150 sinden yıl sonu / yeniyıl
mesajı geldi, bu 150 nin 2 tanesi “
kafirin noeli bize mekkenin fethini unutturmasın, 31 aralık mekkenin fethi” yazan
mesajı göndermişler, diğer 2 tanesi de “ ne işi var müslümanın yıl sonu
kutlamasıyla” gibi diyen artık zihni
malüliyetleri tescillenmiş kişilerin söyleyeceği türden bir sloganı mesaj
olarak benimseyip paylaşmışlar, kalan 146 kişiden gelen mesaj klasik yeni yıl
mesajı idi, yani yaşanacak yılın yaşanmış olandan daha iyi olması temennisi
içeriyordu.
Bende önceleri kendim gibi düşünmeyenlere çok
kızardım, en doğrusunu kendimin bildiğini yada bana öğretilmiş olan olduğunu
sanırdım, Allaha şükür ki bu yanlış tutumum, öğrendiklerim arttıkça, mukayese
gücüm gelişip kendi aklımla düşünmeye başladıkça değişti ve olaylarla durumlara
bakışım daha bir keskin ve şefkatli hale geldi.
Yaşadığım ömürde beni en fazla etkileyen
düşünce ve durum tahkiklerine baktığım vakit şunları gördüm;
·
Yaradan isteseydi, şu an 7,5 milyardan fazla
olan ve her biri diğerinden farklı insan varlığı tek tip ürün gibi olabilirdi,
·
7,5 milyar kabul ettiğimiz şu anki insan
nufusunun hepsi her yönüyle ( din, dil, ırk, bölgesel dağılım, cinsiyet, yaş,
algı, bilinç ve daha aklımıza gelmeyen bir çok açıdan… ) farklıdır,
·
Bu 7.5 milyar nufusun 2,1 milyarı hiristiyan,
1,5 milyarı Müslüman, 14-15 milyonu Yahudi dinine mensup olup, bu rakam
toplamını 7,5 milyardan düştüğünüz vakit kalan 3,885 milyar insanın inancını
Hindular, Budistler, Bahailer, caynistler, Sihler, Taoistler, şintoistler,
konfiçyüsçüler, Kızılderililer ve ateistler oluşturur.
·
Evrensel sistemdeki farklılıkların bana göre tek
bir nedeni vardır, oda; sadece ve sadece düşünmek üzre yaratılmış insanın
düşünmesini sağlamak ve kolaylaştırmak. Böyle bir evrensel sistemi kuran mübarek
varlık evrenle kumar oynamaz, başlangıçta yaratıp donattığı her insani varlık
aynı değerdedir, nihai değerleri yaratılmış olanın hal ve gidişatı
belirleyecektir. Tam anlamıyla düşünen bir insan/varlık haline geldiğiniz vakit
ister istemez yaradanı zikredip şükredeceksiniz, sizi bu evrensel tabloda en
üste yerleştirdiği için. Sizden başka bir isteği ve beklentiside yok zaten.
·
Yaradana inanırsınız inanmazsınız bu sizinle
onun arasındaki bir özel durumdur, inanmasanızda yaradanın kurduğu bu sistemde
rızkınız dolaylı yada dolaysız olarak size gelir/ verilir. Yani kendisine
inanmıyorsunuz diye yaşam hakkınız elinizden alınmaz.
·
Sizin inancınızda olmadığı yada sizin ayak
izinizden yürümediği için reddettiğiniz, kabul edip içinize sindiremediğiniz
birisinin yada birilerinin rızkını kesme şansınız yoktur, hele yargılamaya hiç
hakkınız yoktur.
Bugün uygulanan ibadet
şekillerini incelediğinizde, din denilen
olgunun bir takım görünen ve görünmeyen ritüeller toplamı olduğu görülür, insan ibadetlerinin yaratanca değerlendirmesi
görünen ritüellerden çok o ibadeti taşıyanın niyeti ile ölçülmekte ve
değerlendirilmektedir. Yaratanın vahiy yoluyla indirdiği söylenilen kutsal
kitaplarda yazan budur. Yani siz görüntüde mükemmel Yahudi, hristiyan veya
Müslüman olabilirsiniz ama bu yalnız kendinizi kandırmanızı sağlar, yaratan bu
konuyu otomatik pilota almıştır, mükemmelliğiniz niyetinizle doğru orantılıdır.
Ayrıca yaradan üstüne basa basa kuranı keriminde söyler ;
Kim kıldığı namazda yada yaptığı toplam
ibadette gaflet içinde olmadığını söyleyebilir yada ispat edebilir. Öyle bir
şeyi ben ömrümce görmedim.
·
Ve yine bu kutsal kitaplarda yazan en önemli
şeylerden bazısı, her varlığın yaşam hakkına saygı duymak gerektiğidir ki, bir
cana kıyanın tüm insanlığı katletmiş gibi değerlendirileceği söylenmektedir.,
eğer dininizin en doğru yol olduğunu öneriyor ve tavsiye ediyorsanız kutsal
kitaplarda bunu bir müjde havasında tebliğ etmenizi söyleyen ayetler vardır,
·
Yaşanan / yapılan tezatlar şunlardır;
- Nufus
kağıdınızda ki din hanesinde yazan din sizin o din mensubu olduğunuzu
göstermez,
- Din
öyle bir olgu ve okuldur ki, diploma son nefesinizde verilir,
- Dini
açıklamak için yaradanın gönderdiği kutsal kitabı anlamadan aracıların
yardımıyla bu yola çıkanlar ve bu kutsal kitabı yanlış yorumlayanlar, her zaman
olmuştur ve olacaktır, kırk senelik şöför trafik kazası yapmaz diye bir kayıt
yok, yaşayacağınız varsa her şey olasılık dahilindedir.
- Bir
dine mensup olmak ahlaka ihtiyacınız yok anlamına da gelmez, ahlak sahibi olmak
tüm din ve öğretilerin buluşabildiği asgari müştereklerin özeti ve aynı zamanda
insan olmanın vazgeçilmez şartlarından biridir,
- Bugün
insanların yaşadığı ve içine düştüğü en büyük handikap insan medeniyetinin hangi
konumdan bulunduğu noktaya, nasıl ve hangi süzgeçlerden geçerek, geldiğini anlamadan
paranın gücünü öğrenmeleridir. Bu insanların çoğunu içinden çıkamayacakları bir
girdaba sokmaktadır ki medeni insan olmak/medeniyete sahip çıkmak yerine para sahibi insan olup nefislerinin istediğini
yerine getirmeye çalışmaktadırlar.
Ne özgürlüklerimin kısıtlanmasını isterim
nede başkalarının özgürlüklerinin kısıtlanmasını, herkesin daha özgür olması tüm
özgürlüklerin de güvencesidir. Özgürlüğün toplumsal sınırı, başkalarının
özgürlüğünün başladığı yere kadardır.
İnsanların din, ahlak, ideoloji,
siyaset zabıtalarından çektiklerini incelerseniz önerilen yasakların temelinde iktidar
mücadelesini görürsünüz. Toplumun özgürlüklerini ve özgürleşme mücadelesini
kısıtlayanların derdi kendi ideolojilerini korumak ve benimsetmektir.
İnsanlığın artık bu tür yasak ve yaklaşımlara,
güdülmelere ihtiyacı yoktur, insanın ve insanlığın gelişimini sağlayacak yegane
olgu saygı, sevgi ve şefkattir, benden olmayana yaşama hakkı yok derseniz
kaybetmeniz ve yok olmanız kaçınılmazdır, tarih bu düşünceleri taşıyıp yok
olmuş enkazlarla doludur.
Eğer gittiğiniz yolun doğru yol olduğuna
inanıyorsanız, kimseyi o yalda zorla yürümeye mecbur etmeyiniz, sizin doğru
yolda olduğunuza inanırlarsa zaten size katılacaklardır.
Temennim tüm insanların yada kendini insan
zannedenlerin yaradan’ ın kurduğu bu evrende kişi hak ve özgürlüklerine saygılı
ve sahip olarak yaşamaları ve kendilerini azami oranda ruhsal ve zihinsel
olarak geliştirmeleridir.