Yurt dışında yaklaşık üç sene beraber çalıştığımız bir proje
müdürüm vardı, adı Oğuz Şenel, öldü
allah rahmet eylesin, kendisi 1968 İTÜ (İstanbul Teknik Üniversitesi ) mezunu,
hemde okulun birincisi olduğunu söylerdi.
Oğuz bey, çalışkan, dürüst, işini seven ve işine bağlı
biriydi. Atmış üç yaşında olmasına rağmen hala gençlik yıllarındaki öğrenme
arzusunu, merakını yitirmemiş bir insandı.
Bir gün bana anlattı, Amerika da yaşayan Ahmet adında
ablasının oğlu bir yiğeni varmış. Sordum diyor Ahmede “Bu Amerikalıların
başarısı nereden kaynaklanıyor “ diye. Ahmet “
Dayı, burada yaşayan insanlar her meslekten, her din, dil , ırk ve yaştan
kim olursa olsun, ne yapıyorsa yapsın, yaptığının en iyisini yapmaya çalışırlar,
hile hurda bilmezler ve vatanlarını çok severler, etnik yapıları onlar için
vatandan sonra gelir ” dedi.
İnsanın olduğu her yerde yerde iyilik ve kötülüğün, güzellik
ve çirkinliğin olmaması düşünülemez, ancak herhalde Ahmedin söylediğinden şunu
anlamak mümkün orada yaptığının/ yapacağının en iyisini yapmaya çalışanların
olması, yüzde anlamında bayağı yüksek olsa gerek ki adamlar hakikaten bilim ve
teknolojide başarılılar ve başı çekiyorlar.
Ne yaparsan yap en iyisini yap, aşk ile yap…
Eskiden yelkenle çalışan büyük teknelerin olduğu dönemlerde,
bu teknelere sabotaj yapmak için gemi pusulasının cıvarına gizli bir şekilde
mıknatıs yerleştirirlermiş. Pusulasının doğru olduğunu düşünen kaptan, mıknatıstan
etkilenip yanlış yörüngede gittiğini, varması gerekli nokta yerine başka yere
varınca anlarmış, yanlış iliklenen gömlek düğmesi gibi, son düğmeye varmadan yanlış
iliklediğinizi anlayamazsınız.
Şimdi, bir tarafta
yaptığının ve yapacağının en iyisini yapmaya çalışan, vatanını etnik yapısından
daha önce tercih eden, diğer tarafta yapması gerekeni yapmayıp yada yapacağının
yutturulabilir şekilde yapmaya çalışan, vatandan önce etnik yapısını tercih
edenler.
Hangisinin pusulası hedefe varır ?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder