Sevgili kader yoldaşları, ailem, uzak yakın akraba ve
arkadaşlarım, tanıdıklarım, meslektaşlarım,
Duygulara ve hislerimize tercüman yazıları sözleri , sosyal
bir medya aracı / otoyolu olan internet te paylaşmak kolayıma/ kolayımıza geliyor olsa gerek; ne büyük kolaylık, duygu ve düşünceleri bu şekilde paylaşabilmek, evrende en güzel sürette yaratılmış, su içinde yaşayıp
suyun farkında olmayan balıklar gibi,
çoğunluğu yaradanın kendisine bahşettiği değer ve şerefin farkında olmayan
bizler, nereye nasıl gidiyoruz, neyin ne
kadar farkındayız ? Bilinç, şuur yada algımızın çapları ne kadar ? Tesadüfen
yaratıldığımızı düşünsek bile ki, öyle
olduğumuzu düşünmüyorum, evrensel asli görevlerimiz/görevimiz nedir ?
Bizi / bize birbirimiz aracılığı ile anlatan, öğreten, ödüllendiren,
cezalandıran, üzen, sevindiren ve daha buraya yazmadığım her türlü duyguyu
yaşatan, bize şah damarımızdan daha yakın o yüce varlığa binlerce şükürler
olsun ki, bize ruhundan üfleyip, dışımızdaki her şeyi istifade ve kullanımımıza
bahşetmiş. Ancak biz bu bu istifade yada kullanımı ne kadar doğru ve yerinde
gerçekleştiriyoruz ?
Kelebeklerin ömrü bize göre bir günle bir yıl arası, bizim
ömrümüz bize göre (klasik 60 saniye bir
dakika, 60 dakika bir saat, 24 saat bir gün ve ortalama 365 gün bir yıl
kabülüne göre ) artı eksi yirmi ile
toplam ortalama yüz yıl, evrenin ömrünün ( tamamiyle bilimsel verilere göre ) onbeş
milyar yıl cıvarı ve kuran verilerine göre , zaman algısı için söylenmiş
“Hac süresi 47.
Ayet / Senden aceleyle azabı istiyorlar: Allah, vaadine asla ters düşmez.
Şu da bir gerçek ki Rabbinin katındaki bir gün, sizin saymakta olduğunuzun bin
yılı gibidir. “
“Secde süresi 5.
Ayet / İş ve oluşu gökten yere doğru çekip çevirir; sonra o O'na
yükselip çıkar: Bir günde ki, süresi, sizin saymakta olduğunuz günlerden bin
yıla denktir.”
ayetlerine bakarsak evrensel tablonun
neresinde ne kadarız ?
Her yaştan insan için yaşadığı (gerçek fiziki ) yıllarına
rağmen, algı yada hissettiği çok azdır,
kendimden örnek vereyim, şu an fiziksel olarak elli yedi yaşındayım ancak bu
yaşanmış süre bana birkaç saat, bir anmış gibi geliyor.
Zamandan münezzeh olan yaradanın katında, ayetlerine göre, bir günü bin yılımıza eş değerse bir saati
(1000/24=) 41,66667
yılımıza karşılık geliyor, yani buda evrende, ortalama seksen yıl yaşansa yaradan katında yaklaşık iki saatlik
bir süreye karşılık geliyor.
Bilimsel verilere göre, bizim
ömrümüzle onbeş milyar yıl kabul
ettiğimiz evrenin ömrü ile kendi ömrümüzü karşılaştırdığımızda (80 yıl/15.000.000.000 yıl =) 0,000.000.0053
gibi sıfır yada bir değil ama sıfıra doğru yaklaşan bir değer ortaya çıkıyor.
Bilimsel verilere göre yaklaşık onbeş milyar yaşında olduğu söylenen evrenin şu anki ömrünü bin
yıl kabul edersek,
15 Milyar
yılı evrenin bin yılı kabülüne göre
|
15.000.000.000 / 1000 = 15.000.000 yılımız bir evren günü
|
15.000.000 / 24 = 625.000 yılımız bir evren saati
|
625.000 / 60 = 10.416,7 yılımız bir evren dakikası
|
10.416,7 / 60 = 173,6 yılımız bir evren saniyesi olur
|
|
||
Bu kabul ve hesapları farklı kombinasyon ve perspektiflere
göre artırabiliriz, ancak neticede pek bir şey değişmeyecek geçerli fizik algımıza göre
ortalama 80 yıl, kuran ayetlerine göre yaklaşık 2 saat, evrene göre 0,461 saniye,
hissetme algımıza göre bir anlık bir ömrümüz var.
Gelmekle gitmek arasında neyi,ne zaman, nasıl, ne kadar algılayabilir/ algılamalı,
değerlendirmeli ve doğru hareket etmeliyiz ?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder