İçinde bulunduğumuz zamana göre asırların
gerisinde yaşamış (M.Ö. 470‘ ler de ) , bugüne gelinceye kadar düşünceleri tüm düşünürlere
kıstas olmuş, meşhur düşünür Sokrates’in meşhur sözü “ Tek bildiğim hiçbir şey bilmediğimdir” misali, son günlerde derinlemesine
merak ettiğim, bölük pörçük bildiğim bir
kısım konularını, gerek derlediğim
tamamlayıcı yazılarla bütünlemeye ve derinlemesine anlamaya çalıştığım, gerekse deneyerek
algılamaya ve deşifre etmeye çalıştığım Nikola Tesla' nın dediği şekilde Ses,
frekans, titreşim ve enerji yasalarıyla evrenin gizemlerini anlamak, anladıkça
konuyla ilgili bildiklerimizin son derece yüzeysel şeyler olduğunu, daha yeterli
şeyler bilmediğimi, tüm ömür adansa ancak anlaşılabileceğini düşünüyorum ve anlıyorum.
ANLADIĞIMI
ANLATMAK 1. ...
Bugüne kadar
müzikten bildiğim yedi tane ana nota olduğu (DO, RE, Mİ, FA, SOL, LA, Sİ,),
evrendeki tüm müzik eserlerinin bu yedi notanın farklı kombinasyonları (incesi,
kalını, tamı yada kesirli değerlerde olanı…) olduğu idi, ancak bu konuları incelediğimde
şunu öğrendim ki ;
·
Bilim
insanlarının kesin keşiflerinden biri, İnsan
kulağının, 16 Hz-20.000 Hz ( 20 Khz) arasındaki saf sesleri duyduğudur. Bu sınır değerlerin
dışındaki frekansları duyan yarasa gibi hayvanların olduğudur.
·
Bizlerin
müzikte nota diye adlandırdığımız solfej (solfeggio ) frekanslarıdır, yani insanın duyabildiği / algılayabildiği 20.000 – 16 =19.984
adet farklı frekans var ve bunlardan günümüzde en çok bilinen 7 ana nota ve günümüzde müzikle tedavi konusunda uzman olanların bu frekanslarda tespit edilmiş özellikler aşağıdaki gibidir
Ut (C/Do) – 396 Hz – Suçluluk Duygusu ve Korkudan Özgürleşmek
Re (D) – 417 Hz – Durumu Çözmek, Değişimi Kolaylaştırmak
Mi (E) – 528 Hz – Dönüşüm ve Mucizeler (DNA’yı şifalandırmak)
Fa (F) – 639 Hz – Yeniden Bağlantıya Geçmek/İlişkiler
Sol (G) – 741 Hz – İfadeler/Çözümler
La (A) – 852 Hz – Uyanışın Sezgisinde Olmak
Si (B/Ti) – 963 Hz - Birliğe dönüş,
Solfej Nedir?
Solfej, bir müzik parçasının notalarını, do, re, mi, fa gibi tek sesli
isimlerle okuyarak seslendirmek demektir. Bu manasıyla solfej, bir müzik
parçasının notalarını okumak veya çalmak ile aynıdır. Müzik öğretiminde bu
amaçla yapılan çalışma ve alıştırmalara da solfej adı verilir.
Solfej çalışmasında öğrenciler anahtarları, ses aralıklarını, ritimleri,
tonalite ve değiştirme işaretlerini ve bunları gerçek seslere
dönüştürmeyi öğrenirler. Bu bakımdan solfej müzik öğreniminde önemli bir yerde
yer almaktadır. Sadece şan öğrencileri değil, çalgı öğrencileri de solfej
öğrenimi görürler.
Solmizasyon ise, bir ses dizisindeki notaları hecelerle adlandırma
metoduna verilen isimdir. Daha önceki Yunan, Hint ve Çin müziklerinde de
solmizasyon metotları vardır. Avrupa müziğinde en çok kullanılan ve son
zamanlarda de yaygın olan solmizasyon metodunu ortaçağda İtalyan öğretmen ve
müzik bilgini Arezzolu Guido (990-1050) bulmuştur.
Do: Dominus (yaradan, mutlak)
Re: Rerum (madde)
Mi: Miraculum (mucize)
Fa: Familias planetarium (gezegenler ailesi/güneş sistemi)
Sol: Solis (güneş)
La: Lactea via (samanyolu)
Si: Siderae (gökler)
Re: Rerum (madde)
Mi: Miraculum (mucize)
Fa: Familias planetarium (gezegenler ailesi/güneş sistemi)
Sol: Solis (güneş)
La: Lactea via (samanyolu)
Si: Siderae (gökler)
Altı notalı ses dizisini (heksakord) temel dizi olarak alan Guido, her
notaya bir hecenin ismini verdi. Bu heceleri, dizeleri bu notalarla başlayan
çok bilinen Latince bir ilahiden aldı.
Metodun isimi sol ve mi hecelerinden gelir. Temel iki solmizasyon metodu
vardır. Değişmeyen do isimi verilen metotta her hece belli bir notanın isimidir
ve başka bir nota için kullanılmaz. Do her tonalitede do, sol her tonalitede
sol notasının isimidir. Değişken do isimi verilen öbür sistemde ise, bütün
tonalitelerde do birinci, re ikinci, mi üçüncü notanın ismini gösterir.
Dolayısıyla do, do büyük veyahut do minör tonunda do’yu, buna karşılık sol
büyük veyahut sol minör tonunda sofu, la bemol büyük veyahut la bemol minör
tonunda la bemolü gösterir.
İngiltere’de 19. asırda şan eğitiminde yaygın olarak kullanılan tonik
sol-fa sistemi de bir solmizasyon türüdür. Bu metot de değişken do metoduna
dayanır. Sarah Ann Glover isimli bir İngiliz öğretmenin bulduğu bu metot,
normal büyük dizinin yedi notasını temel olarak alır. Tonik sol-fa sisteminde
doh (okunuşu do), ray (re), me (mi), fah (fa), soh (so), lah (la) ve te (ti)
heceleri kullanılır. Yazılı biçiminde bu heceler d, r, m, f, s, ive t
harfleriyle kısaltılır. Diyezli notalarda bu hecelerde e (i) tanınmış kişisi,
bemollü notalarda ise a (e) tanınmış kişisi kullanılır. Bugün eskisi kadar
yaygın olarak kullanılmayan tonik sol-fa sistemi Galler’de ve İngiltere’nin
kuzey kesimlerinde kullanılmaktadır.
İnsan Sesinin Özellikleri
İnsanın
akciğerinden dışarı çıkartılan havanın, gırtlak yapısı ve ağız hareketleriyle
basıncının değiştirilmesi yardımıyla insan sesi oluşur. İnsan vücudundan çıkan
havanın basıncını kontrol edebilir. Bu sayede sesini azaltıp çoğaltırken bazı
ses frekanslarını kullanarak konuşabilir, şarkı söyleyebilir, bağırabilir,
fısıldayabilir.
İnsanların
bu yapısı kişiden kişiye değişiklik gösterir. Şişman bir insan ile zayıf bir
insan arasında ses frekans farkı vardır. Erkek ve kadınlar arasında da fark
bulunur. Bas sesin frekansı düşük, tiz seslerin ise frekansı yüksektir.
Erkek
konuşmaları ses frekans değeri : 100-8500 Hz,
Kadın konuşmaları ses frekans değeri : 150-10000 Hz.
Kadın konuşmaları ses frekans değeri : 150-10000 Hz.
Erkekler
daha bas seslere inebilir, kadınlar ise daha tiz seslere çıkabilirler. İnsan
kulağının en hassas olduğu bölge. ( Tetik Bölgesi olarak da adlandırılır ) 1000
ve 5000 Hz arasındaki frekans değerleridir. İnsan bu frekans bölgesinde oluşan
sesleri, karşısında konuşan insanı görmeden de algılayabilir.
Telefon
frekans bant genişliği 300 – 3400 Hz.arasındadır. Bu değer, insan kulağının
hassas işitme sınırları içinde olduğu için, karşıda konuşan kişinin yüzünü
görmesek bile, her şahsın kendine özgü ses frekans değeri olması nedeniyle
duyduğumuz sesin kime ait olduğunu algılayabiliriz
Kaynaklar
:
http://trend.mynet.com/notalarin-isimleri-nereden-geliyor-1089654
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder