Sırp asıllı Amerikan vatandaşı Nikola Tesla (1856-1943) “Evrenin
gizemini anlamak istiyorsanız enerji, frekans ve titreşim yasalarıyla düşünün.”
demiş.
Bizler bilim insanı değiliz, herkesin bilim insanı olması da beklenemez,
Tesla’ nın bahsettiği gizemleri belki kendini fizik ilmine atayanlar/
araştıranlar daha yakinen keşfedebilir/ keşfetmiştir. Bizler sıradan insanlar
olarak, belki bilim insanı olduğunu ispatlamış insanların, bilim odaklarınca,
onaylanmış bilimsel bulgularını takip ederek bu gizemleri anlayabilir/
algılayabiliriz.
Bildiğim kadarıyla, makro sınırlarının
keşfi 1990 yılında uzaya gönderilen Habl teleskobunun süresiz seyahati ile ivme
kazanmış ve keşif devam etmektedir, mikro evrenin sınırlarının keşfi de Tanrı
parçacığı denilen higgs bozonu araştırması ile zirvededir.
Mesafeyle ilişik bu gizemli keşifler, insanoğlunun bilimsel keşifleri yaparken
faydalandığı alet ve benzerlerindeki buluşları ilerledikçe artacaktır. Yani basit
bir uçak ile 9-10.000 mt mesafeye kadar gidebiliyorken, güneşten aldığı
elektrik enerjisi ile neredeyse sonsuza doğru seyahate devam eden/ edebilecek ve
çektiği resimlerle bazı diğer bulgu neticelerini güncel olarak dünyadaki hareket
merkezine gönderen bir teleskop, yada atom altı parçacığı olan nötrino ve
protinodan daha küçük higgs bozonu parçasının yakalanışını tespit etmeye
çalışan bir elektron mikroskobu ?
Ben inanıyorum ki bir gün gelecek galaksileri yutan karadelikleri, hiper
galaksi kuşağı içindeki bazı galaksilerde mevcut bizim yaşamlarımıza eşdeğer yaşam
formlarını, yaşayan diğer varlıkları keşfedeceğiz.
Ancak evinizdeki yada elinizdeki bir telefon, bir radyo ya yada televizyona
gelip sese ve görüntüye dönüşen, ses ve görüntü dalgaları, frekans ve
titreşimlerin çevrelerinde oluşturdukları etkiler, oluşum ve etki nedenlerini
çok detaylı bilmesekte ortaya çıkmalarını inceliyebiliyoruz.
Teslanın bahsettiği bu olsa gerek, etkiyi yaratan kaynakla etkinin ortaya
çıktığı yer arası hatrı sayılır mesafe içermesine rağmen, kaynak çalıştırıldığı
anda binlerce km. ötede ses ve görüntü ortaya çıkıyor. Ve Albert Einstein’ nın
şu sözü akıldan çıkmıyor
“Hayat iki şekilde yaşanır: Ya hiç mucize yokmuş gibi, ya da her şey birer
mucizeymiş gibi…”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder